Hikayemiz

1955'ten günümüze damaktan gönüllere uzanan lezzet... Nesilden, nesile...

Bey Dağları
1955 - İlk Yıllar

Bir Rüyanın Başlangıcı

Soğuk bir kış sabahı, 1955 yılında Antalya'nın Korkuteli ilçesinde, dedemiz Mehmet Usta'nın aklında bir fikir vardı: "Bey Dağları'nın tertemiz karından, eşsiz bir lezzet yaratmak..." Zorlu kış koşullarında, at sırtında dağlara çıkar, karları toplar ve kuyularda saklardı. Bu kardan yapılan "Yanık Nur Dondurması", sadece bir dondurma değil, bir tutku, bir gelenek haline geldi. O günlerde, dondurma arabasıyla sokak sokak dolaşır, çocukların yüzündeki gülümsemeyi görürdük. İşte hikayemiz böyle başladı...

"Bey Dağları'nın karından, eşsiz bir lezzet yaratmak..."
Taze Süt
1965 - Büyüme Dönemi

Lezzetin Yayılışı

On yıl geçmişti ve artık sadece Korkuteli'nde değil, tüm Antalya'da "Nur Dondurması" konuşuluyordu. Babamız Ahmet Usta, dedemizin yanında yetişmiş, el sanatını öğrenmişti. O günlerde, sabahın erken saatlerinde kalkar, sütü taze taze sağar, şeker kamışından elde edilen doğal şekerle karıştırırdı. Her bir dondurma, bir sanat eseri gibi, sevgiyle yoğrulurdu. Müşterilerimiz artık sadece yaz aylarında değil, kış aylarında da dondurma yemek için geliyordu. İşte o zaman anladık: Lezzetimiz, sadece bir dondurma değil, insanların kalbine dokunan bir anı haline gelmişti.

"Her bir dondurma, bir sanat eseri gibi, sevgiyle yoğrulurdu."
1968 - İnovasyon

Yaratıcılığın Keşfi

1968 yılında, annemiz Fatma Hanım'ın mutfaktaki yaratıcılığı ile yeni lezzetler keşfetmeye başladık. "Neden sadece vanilya olsun?" dedi ve Antalya'nın portakal çiçeklerinden "Portakal Çiçeği Dondurması"nı yarattı. Ardından, bölgenin meşhur keçiboynuzundan "Harnup Dondurması" geldi. Her yeni tarif, bir macera gibiydi. Müşterilerimiz artık sadece lezzet değil, bir deneyim yaşıyordu. O günlerde, her yeni çeşit için küçük bir tören yapardık. İlk kez tadan müşterinin yüzündeki şaşkınlık ve mutluluk, bizim için en büyük ödüldü.

1983 - Modernleşme

Geleneğin Modernleşmesi

1983 yılında, ailemizin üçüncü kuşağı olarak ben ve kardeşlerim, dedemizin ve babamızın yanında yetişmeye başladık. O günlerde, geleneksel yöntemlerimizi koruyarak, modern teknolojileri de entegre ettik. İlk dondurma makinemizi aldığımızda, dedemiz "Bu makine, elimizin yerini tutamaz" demişti. Ama sonra gördü ki, teknoloji sadece üretimi kolaylaştırıyor, lezzeti değiştirmiyordu. Hala aynı tarifler, aynı sevgi, aynı özen... Sadece artık daha fazla insana ulaşabiliyorduk. İlk mağazamızı açtığımızda, dedemizin gözlerindeki gurur, unutulmaz bir anıydı.

Günümüz - Nur Pastaneleri

Geleceğe Açılan Kapı

Bugün, 68 yıllık bir yolculuğun sonucunda, Nur Pastaneleri olarak Türkiye'nin dört bir yanında hizmet veriyoruz. Ama hala aynı tarifler, aynı sevgi, aynı özen... Dedemizin Bey Dağları'ndan getirdiği karın serinliği, babamızın sabah erken kalkıp sağdığı sütün tazeliği, annemizin yaratıcılığı ve bizim teknoloji ile birleştirdiğimiz geleneğimiz... Her bir dondurma, bir aile hikayesi. Çocuklarımız da artık yanımızda, geleceğin Nur Pastaneleri'ni şekillendiriyor. Çünkü biz sadece dondurma değil, mutluluk satıyoruz. Ve bu mutluluk, nesilden nesile aktarılan bir miras...

Denemeniz Gerekenler